DEMİRDEKİ SIR
DEMİRDEKİ SIR
Demir, Kuran'da dikkat çekilen elementlerden biridir. Kuran'ın
"Hadid", yani "Demir" adlı suresinde şöyle buyrulur:
... Ve kendisinde çetin bir sertlik ve insanlar için (çeşitli) yararlar
bulunan demiri de indirdik... (Hadid Suresi, 25)
Demir dünya üzerinde üçüncü en yaygın elementtir ve yer kabuğunun yüzde
beşini oluşturur. Demir elementi, Dünya'da bu kadar fazla miktarda bulunmasına
karşın, demirin oluşumu Dünya dışında gerçekleşmiştir. Modern astronomik
bulgular, Dünya'daki demir madeninin dış uzaydaki dev yıldızlardan geldiğini ortaya
koymuştur.
Kuran'da bu bilimsel gerçek mucizevi bir şekilde bildirilmektedir. Hadid
Suresi'nin 25. ayetinde, demir için kullanılan "enzelna" yani
"indirme" kelimesi, mecazi olarak insanların hizmetine verilme
anlamında düşünülebilir. Fakat kelimenin, yağmur ve güneş ışınları için
kullanılan "gökten fiziksel olarak indirme" şeklindeki gerçek anlamı
dikkate alındığında, ayetin yukarıda ifade ettiğimiz bu önemli bilimsel gerçeğe
işaret ettiği görülmektedir. Sadece Dünya'daki değil, tüm Güneş Sistemi'ndeki demir,
dış uzaydan elde edilmiştir. Çünkü Güneş'in sıcaklığı demir elementinin meydana
gelmesi için yeterli değildir. Güneş'in 6000 0C'lık bir yüzey ısısı
ve 20 milyon 0C'lik bir çekirdek ısısı vardır. Demir ancak Güneş'ten çok daha
büyük yıldızlarda, birkaç yüz milyon dereceye varan sıcaklıklarda
oluşabilmektedir. Nova veya Süpernova olarak adlandırılan bu yıldızlardaki
demir miktarı belli bir oranı geçince, artık yıldız bunu taşıyamaz ve patlar.
Demirin uzaya dağılması işte bu patlamalar sonucunda mümkün olur.41
Bilimsel bir kaynakta bu konu ile ilgili olarak şu bilgiler yer almaktadır:
Daha yaşlı Süpernova olaylarını gösteren deliller de vardır: Deniz
tabanında biriken demir-60 yaklaşık 5 milyon yıl önce Güneş'ten 90 ışık yılı
uzaklıkta meydana gelen bir Süpernova patlamasının delili olarak
yorumlanmıştır. Süpernova patlamasında oluşan demir-60, 1.5 milyon yıl
yarılanma ömrü olan radyoaktif bir izotoptur. Dünya'nın yer altı katmanlarında
bulunan demir-60 izotopu, yakın uzayda bulunan elementlerin nükleosentez
geçirip, önce Dünya atmosferine oradan da yer altı katmanlarına saplanması sonucu oluşmuştur.42
Tüm bunlardan anlaşılacağı gibi demir madeni Dünya'da oluşmamış,
Süpernovalardan taşınarak, aynı ayette bildirildiği şekilde
"indirilmiştir". Bu bilginin Kuran'ın indirilmiş olduğu 7. yüzyılda
bilimsel olarak tespit edilemeyeceği ise açıktır. Ancak bu gerçek, herşeyi
sonsuz bilgisiyle kuşatan Allah'ın sözü olan Kuran'da yer almaktadır.
Günümüz astronomi bilgileri bize diğer elementlerin de Dünya'nın dışında oluştuğunu
göstermektedir. Ayetteki "demiri de indirdik” ifadesinde geçen "de”
vurgusu bu gerçeğe dikkat çekiyor olabilir. Ancak ayette, demire özellikle
dikkat çekilmesi ise, 20. yüzyılın sonlarında elde edilen bilgiler dikkate
alındığında son derece düşündürücüdür. Ünlü mikrobiyolog Micheal Denton, Nature's Destiny (Doğa'nın Kaderi) adlı kitabında
demirin önemini şu sözleriyle vurgulamıştır:
Tüm metaller içinde demirden daha çok hayati önem taşıyanı yoktur. Bir
yıldızın çekirdeğinde demirin birikmesi süpernova patlamasını tetikler ve
böylece hayat için gerekli olan atomların tüm evrene yayılmasına imkan verir.
Demir atomlarının Dünya'nın ilk aşamalarında çekirdekte oluşturduğu
yerçekimiyle üretilen ısı, Dünya'nın başlangıçtaki kimyasal farklılıklarına
neden olmuş ve atmosferin oluşumu ile sonuçta hidrosferin meydana gelmesini
sağlamıştır. Dünya'nın merkezinde bulunan erimiş demir, dev bir mıknatıs görevi
yapar ve dünyanın manyetik alanını oluşturur. Bu alan sayesinde Dünya'nın
yüzeyini yüksek enerjili yıkıcı kozmik radyasyondan koruyan Van Allen radyasyon
kuşakları oluşur ve hayati önem taşıyan ozon tabakasını kozmik ışın yıkımından
korur..
Demir atomu olmaksızın evrende karbona bağlı yaşam olması mümkün olmazdı;
süpernovalar olmaz, Dünya'nın ilk dönemlerinde ısınması gerçekleşmez, atmosfer
ya da hidrosfer olmazdı. Koruyucu manyetik alan olmaz, Van Allen radyasyon
kuşakları oluşmaz, ozon tabakası olmaz, (insan kanında) hemoglobini meydana
getirecek hiçbir metal bulunmaz, oksijenin reaktifliğini yatıştıracak metal
oluşmaz ve oksidasyona dayanan bir metabolizma meydana gelmezdi.
Hayat ve demir ile kanın kırmızı rengiyle uzaktaki bir yıldızın ölümü
arasındaki bu gizemli ve yakın ilişki sadece metallerin biyoloji açısından
önemli olduğunu göstermekle kalmaz, aynı zamanda evrenin biyolojik yönden
önemini vurgular. (Michael J. Denton,
Nature's Destiny, The Free Press, 1998, s. 198)
Demir atomunun önemi, bu açıklamalarla rahatlıkla anlaşılmaktadır. Kuran'da
özellikle demire dikkat çekilmesi de bu madenin önemini vurgulamaktadır.
Peygamberimiz (sav) döneminde demir kullanılıyor ve çeşitli aletler imal
ediliyordu; ancak demirin insan hayatındaki önemi hakkındaki bilgiler çok
yetersizdi. Dünyanın çekirdeğinde demir bulunduğu, insanın kanında demir olduğu
ve demirin canlılık için hayati önemi, 20. yüzyıla kadar henüz bilinmeyen
gerçeklerdi. Tüm bunların yanı sıra Kuran'da demirin önemine dikkat çeken bir
sır daha vardır. İçinde demirden bahsedilen Hadid Suresi'nin 25. ayeti iki
matematiksel şifre içermektedir:
"El-Hadid", Kuran'ın 57. suresidir. "El-hadid"
kelimesinin Arapçadaki sayısal değeri, yani ebcedi hesaplandığında karşımıza
çıkan rakam da aynıdır: "57".
Sadece "hadid" kelimesinin sayısal değeri 26'dır. 26 sayısı ise
demirin atom numarasıdır. Bunun yanısıra içinde demirden bahsedilen Hadid
Suresi'nin 25. ayeti oldukça ilginç iki matematiksel şifre içermektedir:
"El-Hadid" Kuran'ın 57. suresidir. "El hadid"
kelimesinin Arapça'daki sayısal değeri, yani ebcedi hesaplandığında karşımıza
çıkan rakam da aynıdır: "57"
Sadece "hadid" kelimesinin sayısal değeri 26'dır. 26 sayısı ise
demirin atom numarasıdır.
Hiç yorum yok: