Canlılık İçin Hazırlanmış Karışım: Deniz Suyu
Canlılık İçin
Hazırlanmış Karışım: Deniz Suyu
Nasıl ki karada yaşayan canlılar için, havadaki gazların
oranı hayati önem taşıyorsa, deniz altındaki canlılar için de suyun
içeriğindeki maddeler önemlidir. Denizlerdeki canlılığın yaşam kaynağı olan
deniz suyu, son derece özel bir karışımdır ve bu karışımın içeriğindeki oranlar
neredeyse tüm Dünya'da aynıdır. Deniz suyu, çoğu
çok az miktarlarda bulunan 72 kimyasal elementin bir karışımı şeklindedir ve
bundan dolayı neredeyse "her şeyden oluşan seyrek çözelti" olarak
tanımlanmaktadır. Diğer bir ifadeyle deniz suyunda, doğada var olan tüm
elementlerin neredeyse tamamı bulunmaktadır. Deniz suyunda en
çok bulunan elementler, sırasıyla klorür (Cl), sodyum (Na), sülfür (S),
magnezyum (Mg), kalsiyum (Ca) ve potasyumdur (K). Tüm minerallerin yüzde 90'ını oluşturan bu altı elementin
dışında, bromin (Br) ve karbondan (C) başlayıp, altına (Au), iridyuma (Ir) ve
hatta platinyuma (Pt) kadar çok çeşitli elementler mevcuttur. İster kutup
denizlerinde, isterse tropik denizlerde olsun -tuzun yoğunluğu değişse de-
içerdiği inorganik (karbon içermeyen) bileşiklerin birbirlerine oranları hemen
hemen aynıdır.
Diğer
taraftan deniz suyundaki tuzun da son derece hassas bir ölçüsü vardır. Yapılan
araştırmalarla deniz suyunun ortalama tuzluluk derecesinin, ağırlığa oranla
%3.5 olduğu tespit edilmiştir. Bir
kilogram tuzlu suda 34.7 gram mineral tuz mevcuttur. Bu, 1 mil (1.852 metre) suda yaklaşık 186 milyon ton
tuzun var olduğu anlamına gelmektedir. Okyanuslardaki bu tuz miktarı ile
kıtaların tamamı 152.300 metre kalınlığında bir tuz tabakasıyla kaplanabilirdi.
Bu tuzluluğun nasıl oluştuğu ve oranının nasıl sabit kaldığı bilim adamlarının
araştırma konusudur.
Bu
dengeyi sağlamanın zorluğunu, akvaryumlarda yaşatılmaya çalışılan balıklardan
da anlamak mümkündür. Balık genel tanımıyla suda yaşayan bir canlıdır; ancak
herhangi bir suda değil. Kendi türünün gerektirdiği ısı, ışık, besin dengesi
sağlanmadığında, balığın canlılığını sürdürmesi mümkün olmaz. Bu nedenle
akvaryumunuzda da denizlerdeki ekosistemin küçük bir modelini oluşturmanız
gerekir. Suyun filtrelenmesi, çöplerin toplanması, besin kaynağının düzenli aralıklarla
sağlanması gibi pek çok detay aynı anda düşünülmelidir. Ayrıca deniz
akvaryumlarında kullanılacak tuzun hem doğru kimyasal bileşimde, hem de doğru
miktarda olması gerekir. Örneğin tropik akvaryumlar için bu oran %3.3'tür: Bu
da 1 litre suda yaklaşık 33 gram deniz tuzu demektir.
Denizlerdeki
hassas ortamı anlamak açısından, akvaryumlardaki asitlik dengesi de bir
ölçüdür. Tatlısu akvaryumlarının pH (asitlik) değeri 7.0-7.8 arasındayken,
deniz akvaryumlarında bu değer 8.0-8.5 arasıdır. Suyun asitlik değeri
yükseldikçe, sudaki amonyum (NH4) ve amonyak (NH3)
arasından, çok daha zehirli olan amonyağın oranı da yükselir. Sudaki amonyak
yoğunluğunun 0.01 mg/litrenin üzerine çıkması, balıklar da dahil deniz
canlıları için ölümcüldür. Diğer bir deyişle, yüksek tuzlu suda amonyak
birikimi, pH (asitlik) değeri, çok ciddiye alınması gereken bir tehdittir. Bu
nedenle deniz akvaryumlarına, tatlısu akvaryumlarına göre daha az sayıda balık
konabilir. Tatlısu akvaryumları için bu ölçü 1 cm balık boyu başına 1 litre su
iken, deniz akvaryumları için bu oran 1 cm balık boyu başına 10 litre sudur.
Bu birkaç
detayda görüldüğü gibi böylesine hassas bir ayarlamanın, yeryüzünün 3/4'ünü
kaplayan sularda, tam olması gerektiği şekilde düzenlenmesi elbette ki kendi
kendine mümkün değildir. Furkan Suresi'nin 2. ayetinde bildirildiği gibi Yüce
Rabbimiz "... her şeyi yaratmış,
ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir."
Hiç yorum yok: