Deniz Altındaki Sürekli Artan Çeşitlilik

İçinde yaşadığımız Dünya, bilinen diğer gök cisimlerinde olmayan özelliklere sahiptir:
Yeryüzünün %70'i sularla kaplıdır ve kimi yerlerde derinliği Everest Dağı'nın
yüksekliğinden bile fazla olabilen bu sularda, diplere doğru indikçe rengarenk
bir dünya ile karşılaşırız. Farklı renkleri ve yapılarıyla, birbirinden ilginç
avlanma ve savunma taktikleriyle milyonlarca canlı çeşidi yaşamını sürdürür.
Yeryüzündeki canlı
türlerinin sayısı ile ilgili tahminler günümüzde 100 milyon rakamına kadar
varmaktır. Şu ana kadar tanımlanmış canlıların sayısı ise sadece 1.4 milyon
kadardır.1 Norveç İklim
Araştırmaları Bjerkness Merkezi'nden Vigdis Vandvik, canlı türlerinin sayısı
ile ilgili olarak, "Bu, evrendeki
yıldızların sayısını saymak gibi bir şey. Dünyadaki hayvanların ve bitkilerin
sayısı hakkında tam bir tahminde bulunmak imkansız."1 demektedir.
Bir an için yeryüzündeki
sularda hiçbir canlı yaşamadığını düşünelim. O zaman Dünya'daki canlı
türlerinin %90'ının olmadığı bir Dünya hayal etmemiz gerekirdi. İşte okyanus ve
denizler böylesine zengin canlı türlerini barındırmaktadır. Amerika'daki
Rutgers Üniversitesi Deniz ve Kıyı Araştırmaları Enstitüsü Direktörü Frederick
Grassle, araştırmalarına dayanarak şu değerlendirmeyi yapmaktadır:
Topladığımız örnekler gösterdi ki okyanus tabanı, gerçekte, mevcut tür
sayısı açısından tropikal yağmur ormanlarıyla yarışabilir. Okyanus dibi
fiziksel olarak bir çölü andırabilir, fakat tür çeşitliliği açısından daha çok
tropikal bir yağmur ormanı gibidir. 2
Daha önce yaşamın olmadığı
sanılan bir ortamda, okyanusların birkaç bin metre tabanında şaşırtıcı bir tür
zenginliğinin var olduğu ortaya çıkmıştır. Bir araştırmada, 2.100 metre
derinlikteki okyanus tabanından alınan her 30x30 cm2'lik örnekte, 55-135 farklı tür bulunmuştur.3 Güney Avustralya açıklarındaki bir diğer
araştırmada ise, 10 m2'lik deniz
zemininde 800'den fazla türün varlığı belirlenmiştir.4 Sadece bakteri türü olarak bile, 1 litre deniz
suyunda 20.000'in üzerinde çeşit bulunduğu bilinmektedir.5

Harvard Üniversitesi'nden Prof. Edward O. Wilson,
In Search of Nature (Doğanın Gizli Bahçesi) adlı kitabında canlı türlerindeki
çeşitlilikle ilgili şu gerçekleri ifade etmiştir:
Öncelikle biyolojik çeşitlilik miktarı konusunu düşünün. Dünya üzerindeki
organizma türlerinin sayısı tam olarak bilinmiyor. Bugüne kadar yaklaşık 1,5
milyon türe isim verilmiştir, ama gerçek
sayı muhtemelen 10 milyon ile 100 milyon arasındadır... Tropik yağmur
ormanlarındaki en az bir-iki milyon, hatta onlarca milyon eklem bacaklı türü
üzerinde de fazla çalışma yapılmamıştır; derin
denizlerin engin tabanında yaşayan milyonlarca omurgasız türü üzerinde de.
Ancak sistematiğin esas kara deliği bakterilerdir. Kabaca 4.000 bakteri türünün
resmen tanımlanmış olmasına rağmen, yakın zaman önce Norveç'te yapılan
araştırmalar, orman toprağının her bir gramında bulunan 10 milyar organizmanın
arasında bilim için neredeyse tümüyle yeni olan 4.000 ila 5.000 bakteri türünün
varlığını ortaya çıkarmıştır, ayrıca sığ
deniz çökeltilerinin her bir gramında da birinci gruba dahil olmayan ve yine
çoğu yeni olan 4.000 ila 5.000 tür daha bulunmuştur. 6
Dev okyanus kitlelerinin
içinde varlığından ancak 21. yüzyılda haberdar olduğumuz canlılardan biri de,
okyanus dibindeki çamur tabakasında bulunan ve metan tüketen bakterilerdir.7 Gözle görülemeyen bu canlılar, derin denizlerin
bir köşesinde insan için hayati öneme sahip bir faaliyet içerisindedirler. Bu
mikroorganizmaların her yıl yaklaşık 300 milyon ton kadar metan tükettikleri
tahmin edilmektedir ve uzmanlara göre; "Bu miktar, insanların tarım, çöp
gömme, ya da fosil yakıt kullanma yollarıyla atmosfere saldıkları metan
miktarına eşittir."8 Dolayısıyla tek bir canlı türü bile aslında Dünya üzerindeki hassas dengenin
bir zincirini oluşturur. Bir Kuran ayetinde şöyle bildirilmektedir:
...
Karada ve denizde olanların tümünü O bilir. O bilmeksizin bir yaprak dahi
düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi
ve her şey apaçık bir kitaptadır. (Enam Suresi, 59)
Diğer taraftan gelişen
teknoloji ile birlikte, her geçen gün okyanuslarda yeni canlı türlerini
keşfetmek mümkün olmaktadır. Tuscia Üniversitesi'nden Francesco Canganella ve
Japonya Deniz Bilimi ve Teknolojisi Merkezi'nden Chiaki Kato'nun belirttikleri
gibi, "Araştırmacıların çabalarına
ve bilimsel metotlardaki gelişmelere rağmen, okyanusların sadece küçük bir
bölümü kolaylıkla erişilebilir durumdadır ve bundan dolayı deniz dünyasının
büyük bölümü henüz bilinmemektedir."9 Dolayısıyla her yeni araştırma bilinmeyen
türlerin varlığını gün ışığına çıkarmaktadır. Bilim ve doğa tarihi yazarı
Joseph Wallace, A Gathering of Wonders
(Harikalardan Toplama) adlı kitabında, konu ile ilgili şu satırlara yer
vermektedir:
Balık bilimci Melanie Stiassny, "Herkes Dünya'nın büyük bir bölümünün
sularla kaplı olduğunu bilmesine rağmen, çok az kişi bunun %2.5'inin tatlı su
olduğunun farkındadır." Daha da şaşırtıcısı bu kadar küçük bir su
yüzdesinin oldukça fazla balık türüne ev sahipliği yapıyor olmasıdır. Tuzlu su
ve tatlı su balıkları hep birlikte omurgalı hayatının en çeşitli dalını
oluştururlar, bunların şimdiye kadar 25.000 türü tanımlanmıştır. Her yıl yaklaşık 200 yeni balık türü
tanımlanmaktadır ve daha fazla bilim adamı bu işi yapıyor olsaydı bir yılda çok
daha fazlası tanımlanmış olurdu. 10
Washington'daki Deniz
Yaşamı Nüfus Sayımı Kuruluşu'nda çalışan biyolog Prof. Ron O'Dor ise şunları
ifade etmektedir:
Okyanusun pek çok bölümü daha hiç araştırılmadı... Tahminlerimize göre okyanusun 10'da 1'lik bölümünün sadece 100'de 1'i
biyolojik anlamda örneklendirilebildi, hatta daha azı kadar. 11
Woods Hole'daki Deniz
Biyolojisi Laboratuvarı'ndan Amerikalı bilim adamı Mitchell Sogin de,
canlılardaki çeşitliliğin bilinen veya tahmin edilenin çok üstünde olduğunu
vurgulayarak, bu konuda yaptıkları çalışmanın ardından şunları ifade etmiştir:
Bu (çalışma) gerçekten, bilgi eksikliğimize ve daha öğrenecek ne kadar çok
şey olduğuna işaret etmektedir. 12
Dünyanın her köşesi
muazzam bir çeşitlilikle kuşatılmıştır. Binlerce metre derinlikteki
okyanuslardan küçük göletlere, soğuk kutup bölgelerinden okyanus dibindeki
sıcak su kaynaklarına kadar her yerde çok sayıda canlı türü bulunmaktadır.
Çıplak gözle görülmeyen diatomlardan tonlarca ağırlıktaki dev balinalara, tek
hücreli planktonlardan sonar sistemli yunuslara, süratle dalış yapan foklardan
rengarenk mercan balıklarına kadar tüm canlılar Allah'ın benzersiz yaratma
sanatının örnekleridir. Prof. Edward O. Wilson evrimci bir biyolog olmasına
rağmen, doğadaki çeşitlilik karşısında şunları dile getirmekten kendini
alamamıştır:
Biyolojik çeşitlilik Yaratılış'tır. Her biri
milyarlara varan nükleotid çiftleriyle ve çok daha fazla sayıda, aslına
bakılırsa astronomik sayıda, olası genetik kombinasyonla belirlenen on milyon
belki daha fazla tür halen hayattadır... Canlı organizmaların Dünya'nın
kütlesinin sadece on milyarda birini oluşturmasına rağmen, biyolojik çeşitlilik
bilinen evrenin bilgi açısından en zengin kısmıdır. Bir avuç toprakta diğer bütün gezegenlerin toplam yüzeylerinde
olduğundan çok daha fazla örgütlenme ve komplekslik vardır. 13
Böylesine çeşitli
canlıların birbirlerine bağımlı bir hayat dengesi içinde yaşamaları insanların
üzerinde düşünmesi gereken bir durumdur. Allah'ın yarattığı tüm çeşitleri
tespit edebilmek şu an için mümkün gözükmemektedir. Her bir canlı Allah'ın
ilminin genişliğinin, sanatının zenginliğinin bir yansımasıdır ve incelenmesi
ve öğrenilmesi gereken pek çok özelliğe sahiptir. Allah Kuran'da şöyle
bildirmektedir.
Şüphesiz,
mü'minler için göklerde ve yerde ayetler vardır. Sizin yaratılışınızda ve
türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır.
(Casiye Suresi, 3-4)
Dipnotlar:
1 Lars Holger Ursin, "How many species are there on Earth?" ,
University of Bergen, 22 Mays 2006;
http://meldinger.uib.no/engelsk.php?id=220506134118
2 Marcia Collie, Julie Russo, "Deep-Sea Biodiversity and the Impacts
of Ocean Dumping", 2000,
http://ğ.oar.noaa.gov/spotlite/archive/spot_oceandumping.html.
3 J.F. Grassle, N.J. Maciolek, "Deep-Sea Species Richness: Regional
and Local Diversity Estimates From Quantitative Bottom Samples", American
Naturalist, vol. 139, 1992, s. 313-341.
4 G.C.B. Poore, G.D.F. Wilson, "Marine Species Richness", Nature,
vol. 361, 1993, s. 579.
5 Der Spiegel, Im Meer lebt mehr, 1 Ağustos 2006;
http://news.bbc.co.uk/2/hi/science/nature/5232928.stm
Thousands of microbes in one gulp By Louisa Cheung
6 Edward O. Wilson, Doğanın Gizli Bahçesi (In Search of Nature), TÜBİTAK,
Çev: Aslı Biçen, 6. baskı, Ankara, 2005, s. 157; [The Biophilia Hypothesis, ed.
S.R. Kellert ve E.O. Wilson, Island Press, Washington D.C., 1995, ss. 31-41.]
7 Carl Zimmer, "Inconceivable Bugs Eat Methane on the Ocean
Floor", Science, vol. 293, 20 Temmuz 2001, s. 418-419.
8 Raşit Gürdilek, "Dünyay Kurtaran Mikroplar",
Bilim ve Teknik, Eylül 2001, s. 10.
9 Francesco Canganella, Chiaki Kato, "Deep Ocean Ecosystems",
Encyclopedia of Life Sciences, 2001, ğ.els.net.
10 Joseph Wallace, A Gathering of Wonders, St. Martin's Press, New York,
2000, s. 65.
11 "Scientists Discover Deep Sea Enigma", Guardian Newspapers, 23
Ekim 2003;
http://www.buzzle.com/editorials/10-23-2003-46865.asp
12 USA Today, Scientists Report Seas Contain More Microorganisms Than
Thought, 1 Ağustos 2006.
13 Edward O. Wilson, Doğanın Gizli Bahçesi (In
Search of Nature), TÜBİTAK, Çev: Aslı Biçen, 6. baskı, Ankara, 2005, s. 164;
[The Biophilia Hypothesis, ed. S.R. Kellert ve E.O. Wilson, Island Press,
Washington D.C., 1995, ss. 31-
Hiç yorum yok: